Astım Hastalığı Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Astım

Astım Hastalığı Nedir ve Neden Oluşur?

Özellikle soğuk kış günlerinde ve nemli ortamlarda ortaya çıkmakta olan astım krizi, birçok kişi için hayatı zindan etmektedir.

Astım, akciğerde bulunan bronş adı verilen kılcal yapıların çeşitli etkenlerden dolayı kasılmasına ve bunun neticesinde de nefes alışveriş sırasında zorluklar yaşanmasına denir. Astım sırasında nefes almaktan ziyade nefes verirken çok ciddi sıkıntılar ortaya çıkar ve hırıltılı bir nefes alıp verme meydana gelir.

Bronşların büyüyüp şişmesi ve buralardaki kasların sıkılaşması ile birlikte ağız ve burun yoluyla alınan oksijen, akciğerlere ulaşamadan geri dönmektedir. Bu da astım krizi olarak adlandırılır. Astım krizi esnasında, hastalar yeterli havayı soluyabilmek için mücadele ederler; öksürmek zorunda kalıp şiddetli bir şekilde nefes alıp vermeye çalışırlar. Bu durum bazen hastaların göğüslerinde ağrıya neden olabilmektedir. Nefes alamama durumu devam ettiğinde, vücutta morarma görülebilir. Sonrasında gözlerde kararma ile beraber bayılma durumu oluşabilmektedir. 

Astım krizi sonrası hastaneye kaldırılma durumunda hastaya oksijen ve etkisini çabuk gösteren çeşitli ilaçlar verilmekte ve rahatlaması sağlanmaktadır.

Astım hastalığı bulaşıcı değildir. Ölüme sebep olma ihtimali düşüktür. Bilinen kesin bir tedavisi olmaması sebebiyle astım riskini artıran faktörlerden uzak durarak hastalığın olumsuz etkilerinin azaltılması sağlanır.

Astım Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?

  • Sigara dumanına aşırı maruz kalmak ve hava kirliliği olan yerlerde çok uzun süre durmak astımı tetikleyen unsurlardandır.
  • Hamilelerin hamilelik dönemlerinde sigara kullanmaları, bebeğin astıma sahip olma riskini artıran faktörlerdendir.
  • Astım hastalığında genetik faktörler etkilidir. Anne ve babasında astım hastalığı mevcut olan kişilerin astıma yakalanma riski daha yüksektir.
  • Alerjik olan kişiler için astım riski, yüksektir. Zira özellikle toza karşı alerjisi olan kişilerin ileride astıma yakalanma oranı çok daha fazladır.
  • Solunum yolu enfeksiyonlarını fazla geçiren kişiler, astım hastalığına daha sık yakalanmaktadır.
  • Mantar oluşumuna müsait derecede nemli yerlerde yaşamak veya bu tip ortamlarda sürekli çalışmak astımı tetiklemektedir.
  • Ev akarları özellikle kedi ve köpek gibi tüyleri dökülen hayvanların bakterileri, astım için uygun bir ortamdır.
  • Kalitesiz parfüm kullanmak, toz deterjanlara daha fazla maruz kalmak astım krizlerini tetikleyebilmektedir.

Yukarıdaki sebeplerle birlikte tetiklenen astım, çeşitli ataklar halinde seyreden ve kişinin zor nefes alışı ile tespit edilebilen bir rahatsızlıktır. 

Astım Belirtileri Nelerdir?

  • Akciğerlerin yer aldığı göğüs bölgesindeki hırıltılı solunum,
  • Nefes veriş sırasındaki darlık,
  • Göğüste sıkışma ve tıkanıklık,
  • Özellikle gece ve sabah ortaya çıkan ve süreklilik arz eden öksürük,

astım tanısı koymak için yeterli sebeplerdir. Bununla birlikte en net astım tanısı koyma yöntemi; akciğer grafisi çekmek, kanda alerji tetkikleri yaptırmak ve solunum cihazlarına bağlanarak bir takım testlerden geçmektir.

Astım Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Astım ve alerjik hastalıkların mucizevi ve kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Astıma, hastalığın başlangıç evrelerinde teşhis konabilirse; yukarıda sayılan hususlardan kaçınarak çok daha rahat bir yaşantı sürdürülebilir. Ancak astımın ilerlediği ve medikal ilaçların kullanılmasını gerektiren safhalarda 2 grupta tedavi sürdürülür.

Bunlardan birinci grup; daha hafif seyreden astımlılar için uygun olan tedavi yöntemidir. Ağız ve solunum yoluyla alınacak olan birtakım ilaçlar sayesinde hasta birkaç dakika içerisinde rahatlamaktadır. Nefes açıcı ya da koruyucu ilaçlar arasında bulunan salbutamol türü ilaçlar bu tedavi grubundadır.

Astım hastaları için uygulanan ikinci semptom grubundaki tedavide ise solunum yoluyla veya ağız yoluyla alınan birtakım tablet ve ilaçlar kullanılmaktadır. Akciğerlerdeki bronş yollarının şişmesini engelleyen kromolin sodyum ve nedokromil sodyum bu safhada hastaya verilen ilaçlardır. Bu ilaçlar, ani gelişen astım ataklarını durdurmak için değil uzun süreli tedavide önleyici olarak kullanılırlar. 

Tüm bu ilaçlardan öte özellikle sigara, toz, kir ve alerjik durumlardan kaçınmak astımlı hastalar için öncelikli tedavi yöntemidir.

Astımlı hastalarda, aspirin gibi ağrı kesicileri kullandıktan yarım saat sonra öksürük başlayabilmekte, gözlerde kızarma, burun akıntısı, göğüste sıkışma durumları gözlenebilmektedir. Daha ileri seviyelerde, hastalarda şok ve şuur kaybı yaşanabilir. Bu gibi durumlarda hastanın alerjisi olduğu bilinen ağrı kesicilere karşı dikkatli olunması gerekmektedir.

Astım için Bitkisel Tedavi Yöntemi

Mayıs-Haziran ayı gibi yeşil ve henüz kurumamışken toplanan karaçam kozalakları, 5 kiloluk bir bidonun içine konur. Tatlandırmak için üzerine bal veya yaklaşık 150 gram toz şeker ilave edilir. Bidon sıkıca kapatılır. Mümkünse 6 ay bekletildikten sonra bidonun kapağı açılır ve dibe çökmüş olan kozalak suyu ayrı bir şişeye aktarılır. 5 kiloluk bir bidondan yaklaşık 350 – 400 gram kozalak suyu çıkmaktadır. Hafif şekerli olan kozalak suyunun rengi, kızıldır.

Kozalak suyu cam şişede saklanmalıdır. 3 ay boyunca her sabah uyandıktan sonra ve her gece yatmadan önce bir tatlı kaşığı içilir. Bu bitkisel tedavi ile beraber astımın olumsuz etkilerinin azaldığı görülmektedir.

Scroll to Top