Finansal Tablolar: Bilanço ve Gelir Tablosunun Genel Özellikleri

Finansal Tablolar

Finansal tablolar, işletmelerin veya grupların mali durumları ile ilgili verileri içeren dokümanlardır. Temel mali verilerden hareketle türetilen sayısal verileri içeren, farklı amaçlar için oluşturulmuş farklı formatta finansal tablolar mevcuttur. En temel finansal tablolar arasında bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosu bulunmaktadır. Tüm bu tabloların birlikte incelenip analiz edilmesine de finansal analiz denilmektedir.

Finansal tabloların her 3 aylık ve yıllık dönemlerde hazırlanması, işletmelerin önlerini görebilmelerine, kendilerini analiz ederek finansal planlama yapabilmelerine olanak sağlamaktadır. Ayrıca işletmeye yatırım yapacak taraflar, kredi verecek kurumlar, işletme ile ticari ilişkide bulunan diğer işletmeler de bu finansal tabloları kullanarak işletme hakkında değerlendirmeler yapabilirler.

Örneğin, borsaya kote olan bir şirkete yatırım yapmak isteyen yatırımcıların ilk olarak baktıkları veriler, işletmelerin finansal performanslarını görebilecekleri finansal tablolardır. İşletmelerin kredi talebinde bulunması halinde kredi veren kuruluşlar, işletmelerin finansal tablolarını analiz ederek kredinin geri ödenme kabiliyetini bir diğer ifadeyle geri ödenmeme olasılığını ölçmeye çalışmaktadır. Şirket satın almaları söz konusu olduğunda da finansal tabloların değerlendirilmesi ile değer tespiti yapılmakta ve buna göre yatırım kararı verilmektedir.

Finansal tablolar, Tekdüzen Muhasebe Sistemi’ne ve Uluslararası Muhasebe Standartları’na göre 2 farklı formatta hazırlanabilmektedir. Halka açık şirketler, finansal tablolarını Uluslararası Muhasebe Standartları’na uygun olarak denetim raporlu ve detay bilgilerin yer aldığı dipnotlar ile hazırlamak zorundadır. Bu format UFRS, IFRS ya da TFRS olarak da bilinmektedir. Vergi dairesine sunulacak olan finansal tablolar ise Tekdüzen Muhasebe Sistemi formatında hazırlanır. İki formatta da hesap kalemleri isimleri benzer olmakla birlikte hazırlanışları bakımından farklılıklar bulunabilmektedir. Bu sebeple finansal analizlerde karşılaştırılan finansal tabloların aynı türdeki yapıdan olmasına dikkat edilmelidir.

Finansal analizde en çok kullanılan finansal tablolardan bilanço ve gelir tablosunun özellikleri aşağıdaki şekildedir:

Bilanço

Bilanço, bir işletmenin belirli andaki varlıklarını ve yükümlülüklerini gösteren finansal tablodur. Bilanço, her yılın çeyrek dönemlerinde çıkarılmaktadır. 3., 6. ve 9. aylarda çıkarılan bilanço ara dönem bilanço olarak; 12. ayda çıkarılan bilanço yıl sonu bilançosu olarak adlandırılmaktadır. Bilanço, çıkarıldığı döneme ait son gündeki varlık ve borçları gösterdiğinden işletmenin o anda çekilmiş fotoğrafı olarak düşünülebilir.

Bilanço, aktif ve pasif olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Aktif kısım, işletmenin sahip olduğu varlıkların dağılımını, pasif kısım ise bu varlıklara sahip olmak için katlanılan yükümlülüklerin dağılımını göstermektedir. Bu durum, bilançodaki aktif ve pasif tutarlarının birbirine eşit olması gerekliliğini beraberinde getirmektedir.

Bilanço

Aktif kısım Dönen Varlıklar ve Duran Varlıklar olmak üzere iki ana hesap grubundan oluşurken, pasif kısım Kısa Vadeli Yükümlülükler, Uzun Vadeli Yükümlülükler ve Özkaynaklar olmak üzere 3 ana hesap grubundan oluşmaktadır.

Dönen Varlıklar, kısa sürede nakde çevrilebilme özelliğine sahip alt hesaplardan oluşmaktadır. Bu hesaplar; kasa, banka, kısa vadede tahsil edilebilecek ticari alacaklar ve stoklar olarak sıralanabilir. Nakde yakın özelliğe sahip bu varlıklara, “likit varlıklar” da denilmektedir.

Duran Varlıklar ise dönen varlıklar gibi kısa sürede nakde çevrilebilme kabiliyetine sahip olmayan varlıkları ifade eden bilanço kalemidir. Duran varlıklar; maddi duran varlık olarak adlandırılan işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmek için sahip olduğu bina, makine, arsa, teçhizat gibi taşınmazlar, mali yatırımlar, işletmenin sahip olduğu marka, patent, telif hakkı gibi maddi olmayan duran varlıklar, uzun vadede tahsil edilebilecek ticari alacaklar gibi alt hesaplardan oluşmaktadır.

Dönen ve duran varlıkların toplamı Toplam Aktif olarak ifade edilmektedir.

İşletmelerin aktif yapıları hakkında değerlendirmelerde bulunurken ilgili bilanço hesaplarından türetilen oranları, işletmenin yer aldığı sektördeki diğer işletmelerin oranları ile karşılaştırmak gerekir. Örneğin, sanayi şirketlerinde faaliyet için gerekli olan bina, makine gibi duran varlıkların aktif toplam içerisindeki payı yüksek olabilir; hizmet sektöründe ise duran varlıkların toplam aktife oranının düşük olması beklenir. Aynı şekilde üretim şirketlerinin stok kaleminin aktif toplama oranının yüksek olması makul karşılanırken hizmet sektöründe stok kaleminin düşük olması olağandır.

Kısa Vadeli Yükümlülükler; işletmenin 1 yıldan kısa süre içerisinde ödemesi gereken finansal ve ticari borçlarını, dönem karına ilişkin vergi yükümlülüklerini kapsarken, Uzun Vadeli Yükümlülükler ise 1 yıldan uzun süreli ödenmesi gereken finansal ve ticari borçları belirtmektedir. Örneğin; 5 yıl vadeli alınan banka kredisinin önümüzdeki 1 yıl içerisindeki ödenecek kısmı, Kısa Vadeli Yükümlülükler hesabında yer alırken geri kalan kısmı Uzun Vadeli Yükümlülükler hesabında gösterilir.

Kısa Vadeli Yükümlülükler hesabı önümüzdeki 1 sene içinde işletmenin ödemek zorunda olduğu borçlardan oluştuğu için ayrı bir önem taşımaktadır. İşletme bir sene içerisinde bu yükümlülüklere kaynak bulmak zorundadır. Bu kaynak da aktif hesap grubunda yer alan kısa sürede nakde dönüşebilecek varlıkları içeren dönen varlıklardan oluşur. Dönen varlıklar ile kısa vadeli yükümlülükler arasındaki ilişki, işletmenin borçlarını ödeme kabiliyetini göstermesi bakımından ilk değerlendirilen bilanço oranı olmaktadır. Cari Oran olarak da ifade edilen Dönen varlıklar / Kısa vadeli yükümlülükler oranının 1’in altına düşmesi, kısa vadedeki ödemelerde riskliliğe işaret etmekle birlikte; 2 ve üzerinde olması olumlu karşılanmaktadır.

Özkaynaklar (özsermaye); işletme ortaklarının işletmeye koyduğu parayı gösteren ödenmiş sermaye, işletmenin geçmiş yıl karları ve dönem karı gibi alt kalemlerden oluşmaktadır.

Kısa ve uzun vadeli yükümlülükler ile özsermayenin toplamı Toplam Pasif olarak ifade edilmektedir.

Toplam aktif ve toplam pasif kalemleri birbirine eşit olduğundan aktifte yer alan varlıkların pasifte yer alan borçlar ve özkaynaklar ile fonlandığı görülmektedir. Özkaynaklar ile borçlar arasında belli bir dengenin korunması, işletmenin finansal yapısını yorumlarken olumlu karşılanmaktadır. Özsermayeden daha fazla borcun olması riskli gibi görünse de borç maliyeti açısından bakıldığında özsermayenin belli bir katına kadar borçlanma, işletmelere fayda sağlayabilmektedir. Sektörden sektöre oranlar değişebilmekle birlikte borç/özsermaye oranının finansal sektör hariç diğer sektörlerde 3 – 4 olarak gerçekleşmesi normal karşılanabilmektedir.

Bilanço analiz edilirken ilişkili hesapların birbirine oranları, sektör ortalamaları ile karşılaştırılabileceği gibi hesapların ara dönemler boyunca gelişimine, geçmiş yıllara göre artış ve azalışlarına bakılarak da değerlendirmelerde bulunulabilir.

Gelir Tablosu

Gelir Tablosu, işletmenin belirli bir zaman aralığında meydana gelen gelir ve gider kalemlerinden oluşmaktadır. Bilanço, çıkarıldığı döneme ait son gündeki varlık ve borçları gösterirken gelir tablosu çıkarıldığı dönem boyunca oluşan gelir ve giderleri göstermektedir. Örneğin; 31.12.2017 tarihli bilançoda, tüm hesapların o gün sahip oldukları değerler görünürken 31.12.2017 tarihli gelir tablosu, 01.01.2017 ve 31.12.2017 tarihleri arasında 12 ay boyunca oluşan gelir ve giderleri içermektedir. Gelir tablosu, yıl sonlarında sıfırlanır ve yeni yıl ile birlikte sıfırdan oluşturulmaya başlanır. Dönem sonunda elde edilen kar ya da zarar, bir sonraki yıla aktarılmaz; ancak bilançoda sıfırlanma söz konusu değildir.

Bir işletmenin karlılığını ve bu karlılığın aşamalarını gösteren gelir tablosu, ana hatları itibariyle aşağıdaki kalemlerden oluşmaktadır:

Gelir Tablosu

Gelir tablosu, bir işletmenin ilgili dönemde elde ettiği satış gelirleri ile başlamaktadır. Net Satışlar, şirketin yurtiçi ve yurtdışı satışlarından elde ettiği brüt satışlardan indirim ve iadelerin düşülmüş halini gösterir. Üretim için katlanılan ürüne yönelik direkt işçilik ve hammadde giderleri, yakıt ve sigorta giderleri satılan malın maliyeti (SMM) kalemi altında gösterilmektedir. Satış gelirlerinden satışların maliyeti çıkarıldığında brüt kar/zarar kalemine ulaşılır.

Brüt kardan; ürünleri satışa hazırlamak için harcanan pazarlama, araştırma ve geliştirme, personel, kira, danışmanlık, genel yönetim giderlerini içeren faaliyet giderleri düşüldüğünde faaliyet karı/zararı kalemi elde edilmektedir. Faaliyet giderleri, işletmenin ana faaliyet konusundaki üretimi kapsamında ortaya çıkan giderlerdir. Bu esas faaliyet giderlerinin dışında şirketin olağan gelir ve giderleri de bulunabilmektedir. Bankada bulunan varlıklardan elde edilen faiz geliri, kur farkı gelirleri, sahip olunan menkul kıymetlerden alınan temettü gelirleri, menkul kıymet veya tahvil satışından kaynaklanan gelirler, diğer olağan gelirler hesabında izlenmektedir. Benzer şekilde, kur farkı zararları, menkul kıymet satışlarından kaynaklanan zararlar diğer olağan giderler hesabında takip edilmektedir.

Esas faaliyet ve olağan gelir/giderlerin dışında; sürekliliği olmayan, o dönem içerisinde gelişen bir olaya bağlı olarak gerçekleşen, işletmenin ana faaliyet konusunun dışında olan gelir ya da giderler Olağandışı Gelir ve Giderler hesabında gösterilmektedir. İşletmeye ait bir makinenin veya arsanın satışından elde edilen gelir, doğal afetler yüzünden katlanılan giderler ya da ödenen tazminat sebebiyle oluşan giderler bu hesap altında takip edilir.

Şirketin kullandığı kredilerden kaynaklanan faiz ve komisyon giderleri, finansman giderleri kaleminde izlenmektedir. Borçlar üzerinden kur farkı gelirleri elde edilmiş ise bu da finansman geliri olarak kayda geçmektedir.

Faaliyet karına, olağan, olağan dışı ve finansman gelir gider kalemlerinin eklenmesiyle Vergi Öncesi Kar hesabına ulaşılır. İşletmeler, vergi öncesi kar tutarları üzerinden vergilendirilirler. Kurumlar vergisi, bu tutar üzerinden hesaplanır.

Vergi öncesi kar üzerinden hesaplanan vergi tutarı, Vergi Giderleri hesabına kaydedilir. Eğer işletme, ilgili dönemde yatırım teşvikinden yararlanmış ise vergi gideri oluşmaz. Bu durumda vergi giderleri kaleminde pozitif bir değer görünür.

Vergi öncesi kar kaleminden vergi giderleri çıkarılarak Net Dönem Karı / Zararı elde edilir. Gelir tablosunda yer alan bu kalem, aynı zamanda bilançonun Özkaynaklar bölümü içerisindeki Net Dönem Karı kalemine de aynen yazılır. Eğer işletmenin bağlı ortaklıkları varsa, Uluslararası Muhasebe Standartları’na göre hazırlanan gelir tablosunda net dönem karı, Ana Ortaklık Payları ve Kontrol Gücü Olmayan Paylar şeklinde iki farklı hesap altında gösterilir. Bilançodaki Özkaynaklar bölümüne de sadece Ana Ortaklık Payları Net Dönem Karı yazılır.

Bilanço ve gelir tablosu üzerinden yapılacak olan oran analizi, dikey analiz, yatay analiz ve karşılaştırmalı analiz için bilanço ve gelir tablosu kalemlerinin içeriğinin ve taşıdıkları anlamların bilinmesi önemlidir.

Finansal tabloların genel özelliklerini bilerek faaliyet raporlarını okuyabilecek düzeye erişmek, kar getirecek yatırımların sinyalinin alınabilmesi için gereklilik arz etmektedir.

Scroll to Top